Düşük karbonhidratlı diyetin tip 2 diyabet üzerindeki etkileri

0
296

Tip 2 diyabet, kan şekeri seviyelerinin normalden yüksek olması durumudur. Bu durum, vücudun insülin hormonunu yeterince üretememesi veya kullanamaması nedeniyle oluşur. İnsülin, kan şekerini hücrelere taşıyan ve enerji olarak kullanılmasını sağlayan bir maddedir. Tip 2 diyabetli kişilerde, kan şekerinin hücrelere girmesi engellenir ve kan dolaşımında birikir. Bu da çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.

Tip 2 diyabetin kesin nedeni bilinmemektedir, ancak genetik, yaşam tarzı ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Tip 2 diyabetli kişilerin çoğu fazla kilolu veya obezdir ve fiziksel aktivite düzeyleri düşüktür. Bu faktörler, insülin direncini artırarak kan şekeri seviyelerini yükseltir.

Tip 2 diyabet tedavisinde, kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutmak ve komplikasyon riskini azaltmak amaçlanır. Bunun için ilaçlar, insülin enjeksiyonları, egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi yöntemler kullanılır. Ancak, bazı araştırmalar, tip 2 diyabetin sadece yönetilemeyeceğini, aynı zamanda geriletilebileceğini de göstermektedir.

Tip 2 diyabetin gerilemesi, kan şekeri seviyelerinin ilaç kullanmadan normal veya prediyabetik aralığa düşmesi anlamına gelir. Bu durum, kilo verme, kalori kısıtlaması veya cerrahi müdahale gibi yöntemlerle elde edilebilir. Ancak, bu yöntemlerin herkes için uygun veya sürdürülebilir olmadığı da bilinmektedir.

Bu nedenle, tip 2 diyabetin gerilemesine yardımcı olabilecek alternatif bir yöntem olarak düşük karbonhidratlı diyetin etkinliği araştırılmaktadır. Karbonhidratlar, ekmek, makarna, pirinç, patates, meyve, şeker gibi yiyeceklerde bulunan bir besin öğesidir. Karbonhidratlar sindirildiğinde glikoza dönüşür ve kan şekerini yükseltir. Bu da insülin salgılanmasını tetikler. Düşük karbonhidratlı diyet, karbonhidrat alımını azaltarak kan şekerini ve insülin ihtiyacını düşürmeyi amaçlar.

Düşük karbonhidratlı diyetin tip 2 diyabet üzerindeki etkileri hakkında birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaların çoğu, düşük karbonhidratlı diyetin kan şekeri kontrolünü iyileştirdiğini, ilaç kullanımını azalttığını, kilo vermeyi kolaylaştırdığını ve kardiyovasküler risk faktörlerini düzelttiğini göstermiştir.

Örneğin, BMJ Nutrition, Prevention & Health dergisinde yayınlanan yakın tarihli bir çalışma, Birleşik Krallık’ta birinci basamak sağlık hizmetlerinde düşük karbonhidratlı diyet uygulayan tip 2 diyabetli 199 hastayı incelemiştir. Bu hastaların yüzde 97’si kan şekeri kontrolünde iyileşme göstermiş, yüzde 51’i remisyona ulaşmış, yüzde 46’sı ilaç dozlarını azaltmış veya tamamen bırakmıştır. Ayrıca, hastaların yüzde 81’i kilo vermiş, yüzde 65’i kan basıncında düşüş yaşamış, yüzde 54’ü kolesterol seviyelerinde iyileşme sağlamıştır.

Bu çalışmanın yazarlarından Dr. David Unwin, tip 2 diyabetli kişilerin düşük karbonhidratlı diyetle remisyona ulaşma olasılığının, tanı aldıktan sonra ne kadar erken başladıklarına bağlı olduğunu belirtmiştir. Dr. Unwin, “İnanılmaz bir şekilde, tip 2 diyabetlerinin ilk yılında düşük karbonhidrat yaklaşımını benimseyenlerin yüzde 77’si remisyona ulaştı. Bu, daha ileri araştırmalar için gerçekten önemli bir ‘fırsat penceresi’ni temsil ediyor” demiştir.

Düşük karbonhidratlı diyetin tip 2 diyabetin gerilemesinde etkili olmasının nedenleri tam olarak bilinmemektedir, ancak bazı olası mekanizmalar öne sürülmüştür. Bunlardan biri, düşük karbonhidratlı diyetin karaciğerde ve kaslarda glikoz depolayan glikojen miktarını azaltmasıdır. Bu da kan şekerini düşürür ve insülin direncini azaltır. Bir diğer mekanizma ise, düşük karbonhidratlı diyetin yağ asitleri ve keton cisimleri gibi alternatif enerji kaynaklarını artırmasıdır. Bu da kan şekerini ve insülin ihtiyacını azaltır.

Düşük karbonhidratlı diyetin tip 2 diyabetin gerilemesinde etkili bir yöntem olduğu görülmektedir. Ancak, bu diyetin herkes için uygun veya güvenli olmadığı da unutulmamalıdır. Düşük karbonhidratlı diyet, bazı yan etkilere neden olabilir, örneğin baş ağrısı, yorgunluk, kabızlık, kalsiyum kaybı, böbrek taşı, vitamin ve mineral eksikliği, karaciğer yağlanması, hipoglisemi, ketoasidoz gibi. Ayrıca, düşük karbonhidratlı diyet, bazı ilaçlarla etkileşime girebilir veya bazı hastalıkları kötüleştirebilir, örneğin böbrek yetmezliği, pankreatit, gut, kalp yetmezliği, tiroid hastalıkları, yeme bozuklukları gibi.

Bu nedenle, tip 2 diyabetli kişilerin düşük karbonhidratlı diyet uygulamadan önce doktorlarına danışmaları ve diyetlerini düzenli olarak izlemeleri gerekir. Ayrıca, düşük karbonhidratlı diyetin tek başına yeterli olmadığı, egzersiz, stres yönetimi, uyku kalitesi, sigara ve alkol tüketimi gibi diğer yaşam tarzı faktörlerinin de önemli olduğu unutulmamalıdır.

Sonuç olarak, düşük karbonhidratlı diyet, tip 2 diyabetli kişilerde kan şekeri kontrolünü iyileştirmek ve potansiyel olarak remisyon sağlamak için etkili bir seçenek olabilir. Ancak, bu diyetin herkes için uygun veya sürdürülebilir olmadığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Tip 2 diyabetli kişilerin, düşük karbonhidratlı diyet uygulamadan önce doktorlarına danışmaları ve diyetlerini bireysel ihtiyaçlarına göre ayarlamaları önerilir.

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here