Folik asit, vitamin içeriği ve afrodizyak özelliğiyle nam salmış; antik çağlardan günümüze insanlar tarafından bilinen ve tüketilen değerli bir besin olan kuşkonmaz, sofraların yeni vazgeçilmezi… “Asparagus officinalis” çalı bitkisinin baharda toprak yüzeyine uzattığı sürgünleri olan kuşkonmaz, yerli ve taze üretimi artık yerli ürün olarak sofralara konuk oluyor.
Kuşkonmazın sarmaşık, avronyes, izvinye, aspariçe, asfaraca, tilki kuyruğu, dilkimen, tilkişen, ayrelli gibi halk arasında farklı isimlerle bilinen yabani türlerinin, tüm Türkiye’de ama daha çok da Ege’de zaten yemek kültürümüzün bir parçası olduğunu söyleyen Arman Badur; “Kuşkonmazın aslında iki cinsi vardır, bunlar yeşil ve mor kuşkonmazlardır. Ancak bu iki türün herhangi birinin ışık görmemiş toprak altı sürgünlerinin hasat edilmesiyle “üçüncü tür” Beyaz Kuşkonmaz elde edilmiş olur. Türkiye’de de özellikle büyük şehirlerde kuşkonmazın tüketici nezdinde bilinilirliği oldukça yüksek. Yerli üretimi arttırarak daha fazla kişiye ulaşmasını hedefliyoruz” dedi.
- Kısaca kuşkonmaz
Antik Yunan ve Roma imparatorluğunda kuşkonmaz besin değeri ve şifalı özellikleri sebebiyle yetiştirilmiştir. 16. yy’dan itibaren Fransa ve İngiltere’de popülaritesi artmıştır. İlk yerleşimcilerle de Amerika’ya kadar ulaşmıştır. Avrupa’da kuşkonmaza “kralların yemeği” denir. Fransa Kralı 14.Louis daha uzun bir süre kuşkonmaz yiyebilmek için ilk özel ısıtmalı seraları yaptırmıştır. Günümüzde kuşkonmaz neredeyse tüm dünyaya yayılmıştır.
- Doğal sağlık kaynağı kuşkonmaz
Vücut sistemlerinde detoks görevi gören, anti-aging karşıtı özelliğiyle dikkat çeken, kemik erimesi ve kireçlenmeye karşı etkili, afrodizyak kaynağı kuşkonmaz, son zamanlarda sofraların vazgeçilmezi oldu. Çok yıllık otsu bir bitki olan kuşkonmaz; magnezyum, sodyum, demir, bakır, fosfor, selenyum, çinko, kalsiyum ve mangan gibi mineraller açısından zengindir. C vitamini, K vitamini, B6 vitamini, A vitamini, tiamin ve niasin gibi vitaminler de içerisinde yeterli miktarda bulunuyor. Mineral ve vitamin yönünden oldukça zengin olan kuşkonmaz vücudun ihtiyacı olan maddelerin temininde önemli bir besin maddesidir. Mucize bitkilerden biri olarak kabul edilen; vücudu ve hayatı sağlıklı bir hale getirmek isteyenlerin tercihi kuşkonmaz, bu içeriğiyle güçlü bir idrar söktürücü ve kum döktürücü etkiye sahip. Kalbi güçlendirme ve kanı temizleme özelliği olan kuşkonmaz, sindirimi kolaylaştırıyor. Ayrıca göz sağlığı için de etkili olduğu biliniyor. Lifli yapısı özellikle kabızlık çeken hastalar için bağırsakları çalıştırması yönüyle tavsiye ediliyor.
- Anne adayları için folik asit deposu
Folik asit gebelik öncesi ve gebelik döneminde tüketilmesi oldukça önemlidir. Yüksek folik asit ve vitamin içeriği ile kuşkonmaz özellikle hamile ve hamilelik için hazırlık yapanlar için önemli besin kaynağı… Kuşkonmaz, folik asit ihtiyacı için hamileler ve yeni doğum yapan annelerin bilhassa tüketmesi gereken yiyeceklerdendir. Ayrıca kuşkonmazda, emziren annelerin süt üretimi için gerekli hormonlar bulunduğu için yenmesi özellikle öneriliyor.
- Türkiye’de ilk kuşkonmaz üretimi
Kültüre alınmış kuşkonmazın ülkemizde ilk kez yetiştirilmesi Cumhuriyet’in kuruluş döneminde olmuştur. Mustafa Kemal, muhtemelen ataşe-askerlik yıllarında Orta Avrupa’da tanıdığı kuşkonmazı sevip peşine düşmüş ve İlk kuşkonmaz yetiştirme girişimi Atatürk’ün isteği üzerine Avrupa’dan kuşkonmaz tohumu getirilmesiyle Yalova Devlet Çiftliği’nde yapılmış.
- Kuşkonmaz üretimi
Kuşkonmaz tohumundan elde edilen kuşkonmaz fideleri tarlalara dikilir. Fideler 2 yıl bakımdan sonra üç yaşlarında azar azar ürün vermeye başlarlar. Her bahar toprağın belli bir ısı derecesine ulaşmasıyla uyanan kuşkonmaz kökleri sürgün vermeye başlar. Daha çok Avrupa’da kültürü yapılan kuşkonmazın çeşitleri doğal olarak oraların iklimine göre ıslah edilmiş çeşitleridir. Avrupa’da sezonu ve kısadır, yaklaşık 2 ay sürer, Türkiye’de ise yazların daha uzun olması sebebiyle daha uzun bir dönem ürün alınabilir.
- Kuşkonmaz pişirme püf noktası
Beyaz kuşkonmazları ucu dışında tamamı, yeşil kuşkonmazın ise alt 1/3’lük kısmının kabuğu soyulur. Diplerinden 2 cm kadar bir kısmı kesilerek atılır. Kuşkonmazlar tuzlu kaynar suda 4 dakika haşlanır. Daha sonra suyu süzülüp, soğuk veya buzlu suya alınarak pişme süreci durdurulur. Mor kuşkonmazların şeker içeriği daha fazla olduğundan çiğ tüketime daha uygundur veya çok az pişirilebilir