UCL, Edinburgh Üniversitesi ve Birleşik Krallık Ekoloji ve Hidroloji Merkezi’nden araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen yeni bir çalışma, tarım topraklarındaki potasyum eksikliğinin, genellikle fark edilmeyen ancak ele alınmadığı takdirde küresel gıda güvenliği için potansiyel bir tehdit oluşturabileceğini ortaya koyuyor.
Nature Food dergisinde yayınlanan araştırma, dünyanın birçok bölgesinde tarım topraklarından daha fazla potasyum çıkarıldığını gösteriyor. Ayrıca, potasyum eksikliğinin nasıl hafifletilebileceğine dair çeşitli öneriler sunuyor.
Potasyum, bitki büyümesi için kritik öneme sahip bir besin maddesi olup, fotosentez ve solunuma yardımcı olmaktadır. Bu eksiklik, bitki büyümesini engelleyebilir ve mahsul verimini azaltabilir. Araştırmacılar, küresel tarım topraklarının yaklaşık yüzde 20’sinin ciddi potasyum eksikliğiyle karşı karşıya olduğunu ve özellikle Güneydoğu Asya, Latin Amerika ve Güney-Doğu Asya’daki belirli bölgelerin daha kritik bir kıtlık yaşama riski taşıdığını belirtiyor.
Potasyumun yoğun bir şekilde üretildiği ülkelerin sınırlı olması, gübre tedarik sorunlarına ve çevresel etkilere neden olabilmektedir. Araştırmacılar, gübre talebinin artması, yakıt fiyatlarının yükselmesi, salgından toparlanma ve siyasi olayların potasyum fiyatlarını etkilediği bir dönemde, potasyum fiyatının yüzde 500 arttığını vurgulamaktadır.
Çiftçilerin gıda tedarikini sürdürmek için yeterli gübreye ulaşmada zorluk yaşadığı bir dönemde, araştırmacılar potasyum yönetiminin ve hükümetlerarası koordinasyonun iyileştirilmesini önermektedir. Potasyum yönetimi konusunda şu ana kadar ulusal veya uluslararası bir politika veya düzenleme bulunmamaktadır.
Araştırmacılar, politika ve uygulamalara yönelik altı öneri sunarak potansiyel mahsul verimi düşüşlerini önlemek, çiftçileri fiyat dalgalanmalarından korumak ve çevresel kaygıları gidermek için çözümler önermektedir. Öneriler arasında, mevcut potasyum stoklarını değerlendirmek, potasyum fiyat dalgalanmalarını izlemek, çiftçilere toprak potasyum seviyelerini koruma konusunda rehberlik etmek ve çevresel etkileri değerlendirmek için sürdürülebilir uygulama yöntemleri geliştirmek bulunmaktadır.