Füme çaylar, kökeni 17. yüzyıla dayanan zengin bir Çin çay geleneğini temsil eder. Bu eşsiz çay türü, sıradışı bir keşif hikayesi ile anılır. Hikaye, bir çay üreticisinin siparişleri yetiştirmekte yaşadığı gecikmeyle başlar. Müşterisinin beklediği çayı zamanında teslim edememenin yol açtığı büyük bir öfke, bu çay ustasını çözüm arayışına itti.
Çay üreticisi, çaydaki nemi hızlı bir şekilde azaltma konusunda kafa yormaya başladığında, aklına evindeki şöminede uyguladığı yöntem gelir. Yaprakları altında küçük bir ateş yakarak çayı kurutabileceği fikriyle hareket eder. Bu düşünceyi gerçeğe dönüştürmek için, uygun bir alanda çam odunu yakarak denemeler yapar. Sonuç, beklenenden çok daha hızlı kuruyan çay yapraklarıdır; ancak, çam odununun yanması sırasında ortaya çıkan isli aroma da çayın karakterine farklı bir boyut katar.
İşte bu noktada, füme çayın benzersiz ve karakteristik lezzeti doğmuş olur. Yapılan keşif, Çin’den Moğolistan’a ve nihayetinde Rusya’ya kadar ulaşan bir serüvenin başlangıcını işaret eder. Füme çaylar, bu özel aroma ve lezzet profili ile kendine özgü bir çay kültürünü temsil eder, ve zamanla dünya genelinde tanınır hale gelir.
Çay kelimesinin dilimize kazandırılmasında ise Hollanda’nın önemli bir rolü vardır. İngilizcede “tea” olarak kullanılan bu kelime, Güney Çin aksanındaki “Tu” kelimesinden türemiştir. Hollandalılar, Çin çayının gemilerle Avrupa’ya getirilmesiyle birlikte, çay kültürünü benimserler ve bu kelimeyi yaygınlaştırırlar.
Öte yandan, Rusya, Türkiye ve İran gibi ülkelerde kullanılan “çay” kelimesi, Kuzey Çin diyalektusundan türemiş olan “cha” kelimesinden gelir. Bu ülkelerde çay, uzun bir tarih boyunca farklı kültürel ve dil bağlamında benimsenir.
Günümüzde füme çaylar hala özellikle Çin’de üretilir. Lapsang Souchong çayı, bu geleneksel çayın özel bir yöntemle hazırlanmış bir versiyonudur. Diğer füme çaylardan ayrılan bu çay, daha lezzetli ve yumuşak bir aromaya sahiptir, bu da onu çay severler arasında öne çıkaran bir özelliktir.