Sadece birkaç nesil öncesine kadar tutumluluk, tasarruf ve israftan kaçınmak, yaşamın vazgeçilmez unsurlarıydı. Ancak günümüzde, bu kavramlar ve davranışlar birçok insan için yabancılaşmış durumda…
Büyüklerimiz için tutumluluk yokluklara karşı bir zorunluluk, babalarımız için tasarruf gelecek korkusunu yenmek anlamına geliyordu. Nimet ise, ninelerimiz için kutsal bir şeydi ve her gıda bir nimetti. Annelerimiz ise ustaları aratmayacak bir maharetle yemek yaparken, asla israf etmezlerdi.
Gıda israfı
Etrafımızdaki dünya bize emanet edildi ve gelecek nesillere kaynakları koruyarak bırakmamız gerekiyor. İşte bu, son dönemlerde çok sık duyduğumuz “sürdürülebilirlik” kavramının özüdür. “Sıfır Atık”, “Yemek Atmayın, Hayat Kurtarın”, “Tarladan Sofraya” sloganları ile çalışan birçok sosyal girişim ve kampanya, gıda israfı konusunda farkındalık yaratmak için çabalıyor.
Ancak, sorunun çözümü sadece bu kampanyalarla sınırlı değil. Her birimiz, günlük hayatta yapabileceğimiz basit ama etkili adımlarla gıda israfını önleyebiliriz.
Dünya genelinde her yıl 1,3 milyar ton gıda çöpe gidiyor ve bu rakam, dünyadaki aç insan sayısından neredeyse iki kat fazla. Gıda israfı, sadece etik bir sorun olmakla kalmayıp, aynı zamanda ekonomik ve ekolojik bir sorun da.
Yılda 2,6 trilyon dolar kaybına yol açan gıda israfı, sera gazı emisyonlarının üçüncü büyük kaynağıdır ve iklim değişikliğine katkıda bulunmaktadır. Bu nedenle, gıda israfının önlenmesi hem insanlık hem de gezegenimiz için hayati önem taşıyor.
Türkiye’nin israf gerçeği!
Türkiye’de de gıda israfı konusunda içimizi sızlatan gerçekler var. Türkiye’de yılda 214 milyon ton gıda üretiliyor, ancak bu gıdanın yaklaşık yüzde 40’ı israf ediliyor veya kaybediliyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yaptığı bir çalışmada, taze meyve ve sebzelerde yüzde 20 ila 40 arasında bir israf yaşandığı belirtiliyor. Bu kayıpların nedenleri arasında, tarladan çıkarma, taşıma, depolama, işleme ve dağıtım süreçleri yer alıyor.
Türkiye’de yılda 9,5 milyon ton gıda israf edildiği tahmin ediliyor. Bu israfın ekonomik değeri yaklaşık 214 milyar TL’ye kadar çıkabiliyor.
Ayrıca, Türkiye’de israf edilen gıdalar arasında ekmek de yer alıyor. İstanbul’da yapılan bir araştırmaya göre, her yıl yaklaşık 214 bin ton ekmek israf ediliyor.
Gastronomi sadece hayatta kalmaktan ibaret değil, aynı zamanda hayatın tadını çıkarmakla da ilgilidir. Tükettiğimiz gıdaların çiftlikten sofraya sürecinden haberdar olmalı ve yiyecek atığının ne kadar önemli bir sorun olduğunu unutmamalıyız.
Bireyler ve hükümetlerin sorumluluğu
Bireylerin yanı sıra hükümetlerin ve kurumların da bu sorunu çözme sorumluluğu vardır. İhtiyacımız olanı almak, buzdolabında veya dolapta ne kadar yiyeceğimiz olduğunu kontrol etmek, pişirirken porsiyon kontrolü yapmak ve artan yiyecekleri saklamak veya paylaşmak gibi basit adımlar, yiyecek atığını önemli ölçüde azaltabilir.
Ayrıca, estetik açıdan hoş görünmeyebilecek taze olan meyve ve sebzeleri seçmek, yiyecek atığını önleme amaçlı sosyal girişimcileri desteklemek veya katılmak da atabileceğimiz önemli adımlardan bazılarıdır. Yiyecek atığına ilişkin farkındalığı artırmak ve hepimizin alabileceği basit ancak etkili adımlarla bu sorunu azaltmak, hem insanlar hem de çevre için büyük bir fark yaratabilir.
Yiyecekleri çöpe atmayın, hayatları kurtarın!
Dünya genelinde en çok yiyecek atığı olan kategoriler arasında meyve, sebze, tahıl ürünleri ve süt ürünleri gibi ürünlerin atık oranları üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Ancak bu rakamlar ülkeden ülkeye ve bölgeden bölgeye değişmektedir.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yapılan bir çalışmaya göre, dünya genelinde tüm gıda kayıplarının yaklaşık üçte biri sebzelerde, meyvelerde ve kök sebzelerinde meydana gelmektedir. Aynı çalışma süt ürünlerindeki kayıpların yüzde 20-30 arasında olduğunu belirtmiştir.
Peki ne yapmalıyız?
AB ve ABD gibi birçok ülke, yiyecek atığını azaltmak ve gıda bankacılığına destek olmak için önemli adımlar atmaktadır.
AB ülkelerinde yaklaşık olarak yılda 88 milyon ton gıda israf edilmekte ve bu AB’nin toplam gıda üretiminin yaklaşık yüzde 20’sine denk gelmektedir.
Avrupa Gıda Bankaları Federasyonu (FEBA) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, AB ülkelerinde yaklaşık olarak 6 milyar yemek israf edilmektedir.
Son yıllarda, dünya genelinde gıda israfı konusuna büyük bir önem verilmektedir. Gıda israfı, sadece kaynakları boşa harcamakla kalmaz, aynı zamanda dünya genelinde açlık sorununa da katkıda bulunur. Bu nedenle, gıda israfının önlenmesi için birçok yenilikçi ambalaj teknolojisi geliştirilmiştir. Ancak, Türkiye gibi ülkelerde gıda israfının önlenmesi için atılacak adımların da önemi büyüktür.
Akıllı etiketler, gaz değişimli ambalajlar, vakumlu ambalajlar, biyolojik ambalajlar ve nanoteknolojili ambalajlar gibi yenilikçi ambalaj teknolojileri, gıda ürünlerinin ömrünü uzatarak israfı önlemektedir. Maalesef, bazı teknolojiler henüz pahalı olduğu için yaygın olarak kullanılmamaktadır. Ayrıca, bazı ambalaj teknolojileri gıda ürünleriyle temas halinde oldukları için sağlık riskleri oluşturabilir. Bu nedenle, yeni ambalaj teknolojilerinin gıda sektöründe kullanılabilmesi için sıkı testlere ve sertifikasyon süreçlerine ihtiyaç vardır.